31 Ocak 2016 Pazar

DEMOKRAT OLMAK

  



             Ülkemizde yaşanan onca sorunun arasında yukarıdaki konu başlığının pek önemli ve sıralı olmadığını düşünenler olabilir ancak iyi düşünürsek, sorunların temelinde ve derininde bu konunun yattığını görürüz. Zordur 'demokrat olmak'. Tahammül ister, hoşgörü ister, sabır ister, öz eleştiri yapmayı ve empati kurmayı gerektirir. Halbuki otoriter olmak kolaydır. Otoriter bir yönetim anlayışında yukarıda saydığım özelliklerin hiçbirisine gerek yoktur. Emir verirsiniz, sonuç istersiniz. Her istediğinizi yaptırır, hesap verme gereği de duymazsınız. Böyle yönetmek son derece rahattır. Ancak, bence bu vücuda alınan bir morfin gibi geçici bir rahatlık sağlar. Sonrasında vücut olarak gördüğümüz toplumda dayanılmaz ağrılar ve acılar baş gösterir. 
 
           Otoriterlik bulaşıcı bir hastalık gibidir. Yukarıdan aşağı çok çabuk yayılır ve herkes küçük birer kral kesilebilir. Hatta bu demokrat olduğunu iddia eden kesimlerde de baş gösterir. İşte bu demokrasi kültürünün eksikliğindendir. Eğer öz güveniniz yoksa, siz de bu kuyunun içine çok çabuk düşersiniz. Kuyu diyorum, çünkü yalnızlaşırsınız, etrafınızda samimi hiç kimse kalmaz. Güce tapanlar bile yeni güçlüler arar. Ama ne var ki bir kez o yola girildi mi, artık geri dönüşü çok zordur. 

          Toplumların yaşamlarında da insanların ki gibi çok dalgalanmalar olur. Her şey her zaman düzgün gitmeyebilir. İki adım öne gittiyseniz, komşumuz İran da olduğu gibi dört adım geriye de düşebilirsiniz. Bunun yanı sıra etrafımızda "küçük dağları ben yarattım" diyenler çıkabilir. Bu durum ancak toplumun demokrasiye sahip çıkmasıyla önlenir. Bu noktada "toplum demokrasiye sahip çıkar mı?" sorusu karşımıza çıkıyor. İşte işin özü bu soruda yatmaktadır. 

           Demokrasiye sahip çıkmak kolay değildir. Meşakkatli iştir. Ancak, yaşamı da demokrasi güzelleştirir. İstediğin eğitimi almak, laik, hukuk devletinde istediğin tarzda, kurallara uyarak özgürce yaşamak demokrasiyle mümkündür. Ona ve onun insanlığa sağladığı güzelliklere sahip çıkmanın yolu  da örgütlü toplum olmaktan geçer. Üniversiteler, sendikalar, dernekler, barolar, diğer sivil toplum örgütleri ve en önemlisi siyasi partiler örgütlü toplumu oluştururlar. Siyasi partiler, demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarının başında gelir.  Demokrasinin tam olarak işletilmesi için de öncelikle siyasi partilerin demokratik kurallarla yönetilmesi gerekir.

Hür Gazete 22.10.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder