18 Ocak 2016 Pazartesi

NEREDE O ESKİ GÜNLER

           
           Keşan Atatürk Ortaokulu İngilizce öğretmeni olarak
           öğrencilerimle beraber. (Çanakkale Abideleri-1981)





                    
                 Eskiden büyüklerimiz eski günlerden bahsederken yukarıdaki ifadeyi kullanır, "nerede o eski günler" derdi. Gençken pek bir şey ifade etmezdi bu sözler bize. Eskiye duyulan nostaljik bir özlem derdik. "Eskiden yaşadıklarını unutamamış", derdik. Biraz da yaşlılıklarına verirdik. Ama şimdi o yaşlara geldiğimiz şu anda bizim de gözümüzde tüter oldu eski günler. Artık nostaljik bir özlem olmadığını anlayabiliyoruz o sözlerin. Her şeyden önce o eski naif, kibar, nazik insanları özlüyoruz. Yardımsever, komşusu açken rahatsız olan, bir sıcak çorba götüren, paylaşan insanları şimdilerde pek göremiyoruz. Hele büyük şehirlerde, yanıbaşında insanlar eziliyor, vuruluyor, dövülüyor da dönüp bakan yok. 

                 Eskiden mahallenin bakkalı, çekirdekçisi, dondurmacısı, salepçisi, bozacısı hatta eskicisi vardı. Anlayışlı ve güler yüzlüydüler. Şimdilerde büyük marketler, alışveriş merkezleri var. Soğuk ve donuk. Eskiden siyah beyaz TV bile yoktu,TRT'nin radyo haberleri vardı. Şimdi LCD TV'ler, bilgisayarlar, internet var. Ama samimiyet yok. Aşklar, sayfalar dolusu mektuplara dökülürdü, şimdi internetten chat yapılır oldu. Bundan 40 yıl önce yazlık halk sinemalarında çekirdek çitleyerek, Türkan Şoray'ın, Ediz Hun'un filmlerini izlerdik. Şimdilerde TV'lerde dizi filmler "Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu'ları", izler olduk. 

              Sosyalleşmeyi unuttuk. Eskiden sevgilini pencereden gördüğünde, elini tuttuğunda dünyanın en mutlu insanı olurdun, şimdilerde beraber tatile gitmek sıradan olay haline geldi. Yine büyüklerimizi gördüğümüzde toparlanır, kendimize çeki düzen verirdik. Ayaklarımızı uzatamaz, onların yanında gülemezdik bile. Ama heyhat şimdi çocuklarımızın arkadaşıyız sanki. Eskiden meyhanelerde fiyatlar hesaplıydı, insaflıydı. Şimdilerde her şeyin tadı kaçtığı gibi meyhanenin de tadı kaçtı. İçenler Türk sigarası içerdi, sigaralar da Amerikanlaştı. Eskiden motorlu araçlar yok denecek kadar azdı. Şimdilerde son model yakıt düşmanı araçlar var. 

              Domatesler kan kırmızı, karpuzlar kütür kütür bal gibi tatlı, yiyecekler hormonsuzdu. Şimdilerde hormonsuz,katkısız yiyecek yok gibi. Ticaret senetlere değil, söze dayalıydı, şimdi senetler de para etmiyor. Eskiden büyük apartmanlar yoktu. Küçücük evlerde otururduk. Ama komşuluk vardı. Şimdilerde gökdelenlerde oturanlar,birbirini tanımaz oldular. Aynı zamanda kaloriferli de değildi evlerimiz ama sobanın sıcaklığı vardı. Tıpkı insanların sıcaklığı ,sevecenliği gibi. Şimdi var mı? Yanıtınız ne olur bilemem ama bence eskisi kadar yok. Sanki dünya daha acımasız,insanlar daha bencil.

Hür Gazete 04.08.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder